toplum hepimizi tek tek istiyor. hepimize muhtaç ama aynı zamanda hepimizin katili toplum. toplum insanlara muhtaçtır. tek tek hepsine. ama oldukları gibi değil. onları alır ve kullanabileceği şekillere getirene kadar ezer, ezmeye çalışır. toplum eşittir insan ezme makinası da diyebiliriz. her ne kadar kabul etmemekte ısrar etseniz de kaçınılmaz gerçek bu. ve bunu görmeniz için ne derin sosyolojik araştırmalara ne de başka bir şeye ihtiyacınız var. sokağa bir bakın, haberlere, hayatınızı çevreleyen insanlara... zihniniz kör değilse görmemenize imkan yok tüm bunları.
insan olmanın, tek ve özel olarak bir insan olmanın yolu, toplumun karşısında durmaktan ve topluma karşı savaşmaktan geçiyor. size hiçbir şey vermeyen -aksine herşeyinizi alıp götüren- toplumu savunmanın yada onu değiştirmeye çalışmanın kaçınılmaz sonu hüsrandır. toplum kavramı zaten kendi içinde kalıplaşmayı ve değişmezliği de getirir. yani toplum bir kalıptır, toplumu değiştirmeye çalışmak sadece kalıbı değiştirmeye çalışmaktır. bir şekilde toplumu değiştirirseniz yaptığınız hiçbir şekilde insanlığa yarar sağlamayacaktır. siz sadece kalıbı değiştirmiş olacaksınız. yani yine farklı olanlar, insan olmak isteyenler aynı işkenceleri ve zorlukları çekecekler.
kalıplar yıkılmadan özgürlük gelmez.
*****
peki günümüz koşullarında toplum düşmanı olmanın yolu var mı? yada topluma karşı nasıl durulabilir? bu çürümüş kalıplara, bu her tarafından bok sızan sisteme karşı nasıl savaşılır?
eğer bazı şeyler üzerinde kafa yormamız gerekiyorsa başlıcaları bunlar olabilir. çünkü günümüz koşulları, devletlerin ve toplumların insanlar üzerindeki işlerini (baskılar, yönetme şekilleri vs.) göz önüne aldığımızda artık gerçekten farklı bir yolun, yordamın gerekliliği kaçınılmazdır. bunun üzerine bazı taslaklar üretilebilir ve nacizane kendi fikirlerimde mevcut. ama bu taze fikirler üzerine ciddi kafa yormalara ve geliştirmelere ihtiyaç var. bunu tek başıma yapabileceğim konusunda şüpheliyim. (bu arada yeri gelmişken değineyim, toplum düşmanlığını salt egoistlik ve bireycilik şeklinde algılamamamız gerekiyor. çünkü toplum olmakla, ortak amaçlar için birlikte olmak arasındaki çizgiyi iyi görmemiz lazım. yoksa sonuçları çok saçma olabilir.)
topluma karşı en önemli hareketlerden biri mümkün olduğunca toplumun dışında, yeraltında durmanın gerekliliğidir. tamam sonuç olarak hiçbirimiz anında tamamen yeraltına çekilme şansına sahip değiliz. ne koşullarımız ne de birey olarak durumlarımız buna tamamen izin vermiyor. ama bu koşulları hazırlamak ve kendimizi de buna hazırlamak tamamen bizim elimizde olan bir durum. ve şuanda da kendimizi mümkün olduğunca yeraltında tutmaya çalışmalıyız. yeraltı bizim kaçınılmaz sığınağımız. kendimizi hazırlamak için -eğer gerçekten ciddi birşeylerin peşindeysek- yeraltından başka bir yerde buna imkanımız yok. tarihteki birçok mevzuu da bunun birer kanıtı. topluma karşıyken kendini tamamen toplumla iç içe tutamazsın. mümkün olan maksimum halinle yeraltında olman gerekiyor.
yeraltı bizim sığınağımız.
mümkün olduğunca zihinsel ve fiziksel açıdan sert olmak da bir gereklilik durumunda. sonuçta hem toplumun ve sistemin öğütmeye programlı mekanizmasına karşı direnebilmek hem de farklı olmanın ve farklı birşeyler yapmanın getireceği sivil faşizm saldırılarına karşı direnebilmek için kendini güçlü tutman gerekiyor.
kendini her şekilde hazırlaman gerekiyor. zihinsel, fikirsel, bedensel... olabilecek her yoldan kendine koyduğun amaç için kendine koyduğun yola hazırlaman gerekiyor. kullanabileceğin her türlü yöntemi öğrenmen ve bunlarda uzmanlaşabilmen gerekiyor. sonuçta bir kere toplumun dışına çıkmaya başladığın zaman ve ona karşı durmaya başladığın zaman, küçük bir çevre içerisinde kendine ve diğer toplum kaçkınlarına yetecek hale gelmek ciddi bir gereklilik.
ayrıca toplum kaçkınları için sanal da ciddi bir silaha dönüştürülmeli. toplum kaçkınları, toplumun en çok kullandığı beyin yıkama ve toplumun kontrol altında tutulması için kullanılan bu aleti bu kadar açıkları varken kolayca kendileri için sağlam bir silaha çevirebilir. bunun işaretleri ise hackerlarda, sanal gerilla sitelerde görülüyor.
*****
toplum eğer içinden kaçmayı beceremezse insanı ya içinde yutar ya da bir deliye çevirip ürettiği devasa insan çöplüğünün dibine yollar. eğer bu ikisinden birine dönüşmek istemiyorsak herşeyimizle tekil olarak insanlığımızı korumaya ve savunmaya geçmemiz gerekiyor. tüm toplum kaçkınlarına ve toplum kaçkını adaylarına yada bir saniye bile olsa bunu aklından geçirmişlere bir çağrıdır bu...
bela presente
10 Şubat 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder